Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kaybetmek

Merhaba nasılsınız ? Tahmin ettiğiniz üzere ben yine kötü bir ruh halindeyim. Üzerimde büyük bir başarısızlık var. Kendi kendime 'Beceriksiz, başarısız bir insanın tekisin.' diyerek psikolojimi daha da bozuyorum. Kötüsü de galiba dediklerimde haklıyım. Değişik bir büyüm var insanların nefretini kazanıyorum. Cidden beni hiç tanımayan bir insanın nefretini kazandım. Nasıl yaptım bilmiyorum da. Beni tanımaya bile gerek duymadı genel olarak insanlar ama tanısalardı eminim ki benim gerçekten iyi bir insan olduğumu anlarlardı. İyi bir insan olduğumu anlamasalar bile belki nefret etmezlerdi. Nasıl desem bilmiyorum ama insanların ön yargılarının Allah belasını versin. İnsanlara kendisi olma fırsatı bile vermiyorlar. 10. sınıf bittiği için çok mutluyum sınıflar dağılacak ve artık sahte samimiyetler. çıkar ilişkileri ve ön yargılı insanlar görmek istemiyorum. Doğrusu seneye 11. sınıfta da aynı tip insanlar göreceğime eminim çünkü herkes birbirinin aynısı. Bıktım. Evde oturup kimseyle ...

Kırık

Merhaba nasılsınız ?  Ben bu aralar pişmanım biraz. Üzerimde her şeyden biraz biraz pişmanlık var. Pişman olmak ne zor bir şeymiş. Olan olmuş ama sen o olay sonrası acı çekiyorsun. 'Keşke' ne yaralayıcı kelimeymiş. Ve ben ne çok hata yapan bir insanmışım. Şuan kendimi nasıl hissettiğimi anlatmak isterdim ama her his kelimeye dökülmüyor. Ben fark ettim de Dünya 'da her şey benim gördüğüm gibi değilmiş. Meğersem benim olduğuna inandığım şeyler yalanmış. İnsanlar bizden bir şeyler bekliyor. Ama bizden beklenen şeyleri bilmiyoruz. Peki ya o beklentiyi nasıl karşılarız. Ben daha kendi olmak istediğim kişi olamamışken nasıl bir başkasının olmamı istediği kişi olabilirim. İnsanlar hep haklı. Ben şu Dünya'da hiç haksızım diyen insan görmedim. Evet herkes haklı ama herkes kendine göre haklı. Kimsenin kimseye hoşgörüsü yok. İnsanların kalbi var. Ve bazı kelimeler o kalbi kırabilir. Neden hiç kimse bunun farkın da değil ? Ben hayatım boyunca bazı şeylerin dozunu ayarlayamad...

Hava

Merhabalar nasılsınız ? Ben idare ediyorum işte. Bugün hava oldukça güzeldi. Ne sıcak ne soğuk. Bu tür havaları severim ama gelin görün ki değerlendirebildim mi ? Maalesef ki hayır. Oturup evde ödev yaptım ve boş boş yattım. Havalar ısınmaya başlıyor. Her ne kadar bugün ki havayı beğenmiş olsam da yazları pek sevmem ve yaz yavaş yavaş geliyor. Sıcak havalar oldukça bunaltıcı oluyor ve eğer İstanbul'daysanız vay halinize. Neyse ki ben Ramazan Bayramı geldiğinde hemen köye kaçıyorum. Ve tüm yaz orada kalıyorum. Doğrusu başta annem olmak üzere arkadaşlarım falan bu duruma şaşırıyor. 'Koskoca yaz hiç arkadaşın yokken nasıl duruyorsun ? ' veya 'İnternet olmadan sıkılmıyor musun ?' gibi sorular soruyorlar. Ve ilginç ki cidden internet olmadan daha rahat oluyorum. Tabi telefonumda her zaman internet oluyor internetten yana sıkıntım yok ama köye gidince kendimi dinlenme moduna alıyorum ve internetle olan bağlantımı kesiyorum. Yalan olmasın tabi giriyorum ama günlerce inter...

Kime Bayram ?

Merhaba bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı. Evet Çocuk Bayramı. Ama hangi çocuğa bayram orası tartışılır.  Sokaklarda, caddelerde peçete satan çocuğa mı bayram ? Açlıkla mücadele etmek zorunda olan çocuğa mı bayram ? Her gece tepesinde savaş uçakları dolanırken uyumak zorunda olan çocuğa mı bayram ? Babası yaşında adamla evlendirilen kız çocuğuna mı bayram ? Soruyorum size kime bayram ? Bu saydığım ve daha sayamadığım bir çok nedenden ötürü çocukluğunu doğru düzgün yaşayamayan çocukların hiçbirine değil bu bayram. Çocuk dediğin sokaklarda oyun oynar, peçete satmaz. Çocuk  dediğin annesine yemek yememek için ısrar eder, bir lokma yemek yemek için aç perişan beklemez. Çocuk dediğin mavi gökyüzünde giden seyahat uçağına bakar, gri gökyüzündeki savaş uçağına değil. Çocuk dediğin babası yaşındaki adama amca dayı der, eşim demez. .Çocuk dediğin hiçbir şeyi umursamadan çocukluğunu yaşar. Omuzlarındaki koskocaman yükle yaşamaya çalışmaz. Çocuk dediğin yaşar. Ölm...

|schmerzlich schön.|

'Schmerzlich schön' Almanca'da acı verecek kadar güzel anlamına gelen bir cümle kalıbı. Sanırım Almanca'da gördüğüm belirli güzel cümlelerden.  Gelelim 'acı verecek kadar güzel.' cümlesine. Hayatımızda olan bazı şeyleri bize acı vermesine rağmen severiz. Bu bizim mazoşist insan olduğumuzdan mıdır ? Tabi ki hayır. Bu bizim o şeye olan bağlantımızdan, alışkanlığımızdandır. Hatta o şeye olan inancımızdan bile olabilir. Sahip olduğumuz veya sahip olmak istediğimiz şey bize zarar verir ama biz sahip olma isteğimizden vazgeçmeyiz. Çünkü bir şeye karşı duyulan isteğin söndürülemez olduğunu düşünüyoruz. Yani nefsimize sahip olamayacağımızı düşünüyoruz. Ama yanılıyoruz. İstediğimiz her şeye engel olabiliriz. Ah biz insanlar bile bile ateşe yürümeyi ne çok severiz.  Tek bir konu için düşünmeyin bunu her konu için bu böyle. Yanacağımızı bilsek de bazı şeylerden vazgeçmiyoruz.  İşte bazı şeyler bize acı verecek kadar güzeller. Belki de bize acı veriyor olduklar...

İyileşmek'

Kapıyı hızla kapattıktan sonra ceketini salonda ki kanepenin üzerine fırlattı. Banyoya girip elini yüzünü yıkadı. Derin bir nefes aldıktan sonra cama yaklaştı. Gökyüzüne baktı, insanlara baktı. Akşam üzeriydi insanların en telaşlı caddenin en yoğun olduğu saatlerdi. Gökyüzüne çevirdi tekrar gözünü güneş batıyordu. Etrafta hoş bir kızıllık vardı. Aslına bakılırsa manzara oldukça güzeldi. Ama caddedeki insanların hiçbiri bunu fark etmemişe benziyordu. O an kendini özel hissetti. Daha sonra utandı. Kimden utandığını bilmiyordu ama her gün bu şekilde batan güneşi yalnızca bugün böylesine fark etmesi onu utandırdı. Neyi zamanında fark ediyordu ki zaten. Hayatını gözden geçirdi. Şu sıralar ki en büyük korkusu başına gelmişti. Artık işsiz bir insandı. Her şeyin üst üste gelişini düzeltemeyeceğini düşünde. 'Daha başıma ne kadar kötü şey gelebilir ki.' dedi kendi kendine. Gelebilirdi. O da bunu biliyordu. Sorun da buydu zaten bu hayata daha fazla katlanamazdı. Başına gelecek en ufak te...

Engel Yaratan İnsan

'Engel Yaratan İnsan' Bu cümleden birçok konuda anlam çıkartılabilir aslında. Ama ben bugün sadece o anlamlarda birine hatta belki de en önemlisine değineceğim.  Bugün bir sosyal paylaşım sitesinde bir yazı gördüm. Yazının konusu şu şekildeydi; Yazıyı yazan kız ailesiyle birlikte bir lokantaya gidiyor. Ve bu kızın down sendromlu Efe adında bir kardeşi var. Her neyse daha sonra ailesi kendi hallerinde yemeklerini yerken Efe'nin birkaç defa ani ses yükseltmelerinden dolayı etraftaki insanlar şikayette bulunuyor ve bu yüzden Efe'nin ailesi nazik bir şekilde kovuluyor. Şu Dünya'da fark ettim de kimsenin kimseye saygısı kalmamış. İnsanların bencilliği her yerde ortaya çıkıyor. Zihinsel engelli insanlara insanların %97'si kötü gözle bakıyor. Bu verdiğim değer benim düşündüğüm değer ama bana kalırsa kesinlikle burada mübalağa yapmıyorum.  Daha önce parkta oynayan zihinsel engelli bir çocuk görmüştüm ve yanındaki diğer çocuklarla sakince oyun oynuyordu. Bilin...

Bazı şeyler'

Bazı şeyler duyulmaz,bazı şeyler görülmez. Bazı şeyler anlatılmaz. Ve bazı şeylerden kaçılmaz. Duymak istersin duyamazsın. Görmek istersin göremezsin. Anlatmak istersin anlatamazsın. Kaçmak istersin kaçamazsın. Çünkü bazı şeyler, gerçekler. Bazı şeyler kasırga gibi darmaduman eder.  Bazı şeyler çöl gibi yakar. Çünkü bazı şeyler, gerçekler. . Hayatımızdaki bazı şeyler nedir ? Bir çok şeydir. Ama ben bugün o şeylerden biri olan gerçeklerden bahsedeceğim. Üst kısma az önce bir anlık gelen bir hissiyat ile yazdığım şiirimsi bir şeyi koydum. Çaylakça yazıldığı her halinden belli oluyor biliyorum ama nedense silmek yerine üzerinden bir yazı yazmak istedim. Neyse umarım çok saçma bir şey yazmamışımdır. Mazur görün. Konuma dönmek gerekirse şunları söylemek istiyorum. Hayatımızda gerçeklerin payı büyüktür. Hayatımızı bu şeyler şekillendirir bazen. Bu kadar da büyüktür gerçeklerin gücü. Ne yazık ki gerçeklerden kaçamazsın çünkü ne yapar ne eder bulu...

Ön yargı

Ön yargı. Sözlük anlamı; bir kimse veya bir şeye karşı önceden edinilmiş bilgilere dayanarak verilen karar. Ön yargı kelimesi her ne kadar 'önyargı' olarak bilinse de doğru yazım şekli 'ön yargı' olaraktır. Evet ön yargı üzerine olan dil anlatım yönü ile alakalı bilgilendirmem bittiğine göre kendi düşüncelerimi yazabilirim. Ön yargı oldukça gereksiz ama hemen hemen her insanın yaptığı hatadır. İster istemez günlük hayatta insanların hareketlerini izleyerek onlar hakkında bilgi sahibi olmaya çalışırız. Ama eğer ki karşımızdaki insanın dış görünüşü veya hareketleri o kişiye karşı kötü tavır alarak yaklaşmamızı sağlarsa ön yargı bu olayda pek de iyiye kullanılmış sayılmaz. Ve sanırım ben bu yazımda ön yargının kötü tarafını yazacağım çünkü şu devirde ön yargıyı iyi yönü ile kullanan insan pek de görmüyorum. Karşımızdaki insanla konuşmadan o kişiyi hareketlerine göre yargılıyoruz. O an bizim için önemli olan sadece karşımızdakinin hareketi oluyor o hareketin altındaki ...

Pişmanlık

Sizi bilmem ama benim hayatım pişmanlıklarla dolu. Ömrüm her ne kadar ortalama insan ömrünün çeyreği kadar da olsa kısa zamanda milyonlarca hatalar yapıp pişmanlıklar duydum. Pişman olma nedenlerim bir çok şeye bağlı. Mesela seçimlerime. Genel olarak çoğu seçimimin sonu hüsran oldu ve sonunda inanılmaz pişmanlıklar yaşadım. Diyebilirsiniz ki 'Seçim yapmadan önce anlamadın mı hiç yanlış olduğunu ?' Ne yalan söyleyeyim anlamadım. Oğuz Atay'ın da dediği gibi "Ben yaptığımda bütün yanlışlar doğruydu." Evet işte bu soruya verebileceğim tek cevap bu. Ben şeçimimi yaparken yanlış olan şey gözüme o kadar doğru gözüktü ki seçtiğim şeylerin doğruluğuna o kadar çok inandım ve sonucun kötü çıkması bazen o kadar büyük pişmanlıklar doğurdu ki bütün dengelerim alt üst oldu. Evet en son pişman olma nedenlerimden bahsediyordum. Diğer neden de tabiki de bütün insanların büyük derdi olan öfke. Öfke anlık bir şeydir en fazla birkaç dakika sürer ama öfkem gidince onun yerine gelen pi...

Hayaller

Hayallerimiz bizim için ne kadar önemlidir ? Bence oldukça önemlidir. Çoğu insan için de önemli olduğunu düşünüyorum çünkü hayal kurmanın insanlar üzerinde büyük bir etkisi vardır. İnsanlar hayallerinin gerçek olma olasılığına bakmaksızın hayal kurarlar ve bu şekilde kendilerini mutlu ederler. Bence insanların hayalperest oluyor oluşu iyi bir şey. Sonuçta hayata karşı planlar kurup olmasını istediğimiz şeyleri düşünmek neden kötü olsun ki. Ama bütün hayallerimiz gerçek olmaz. 2 farklı hayal türü vardır. Olması ihtimal hayaller ve imkansız hayaller. Çoğu olması ihtimal hayallerin sonu güzel biter çünkü hayalimiz gerçekleşirse zaten mutlu oluruz. Ha tabi olmazsa da bu bizim için büyük bir yıkım olur ve hayalin boyutu, türü fark etmeksizin bizi derinden üzer. Şuan değinmek istediğim bir konu daha var. Bence insanların hayalleri hafife alınmamalıdır çünkü o hayalin kişiyi ne kadar mutlu ettiğini bilemeyiz. Az önce bahsettiğim olması imkansız olan hayallere değinmek gerekirse de bence bu f...

Anlam

Merhaba nasılsınız ? Bugün günlük yazmak istedim. Kendimi pek de mükemmel hissetmiyorum çünkü bugün güzel şeyler yaşamadım. Bir süredir insanları izliyorum hepsi çok fazla yapmacık samimiyetler içerisinde bu midemi bulandırıyor. Bir insan neden karşısındakine gerçek olmayan duygularla konuşur ki ? Karşılarındaki insanları neden bu konularda kandırmak isterler ? Sanırım ben hayatımda hiçbir zaman karşımdaki kişiye yapmacık samimiyet göstermem çünkü bu gereksizdir. İnsanları neden kandırayım ? Dürüst bir şekilde ne hissediyorsak bunu karşımızdaki insana göstermek mantıklı olan değil midir ? Sırf yapmacık bir şekilde karşımızdaki insanla konuşmadık diye 'soğuk insan' mı oluyoruz ? Ben insanlara karşı her zaman sıcakkanlı olsam da her seferinde onlarla yersiz samimiyetlerde mi bulunmalıyım ne yani sonuçta hiç birimiz çocuk değiliz. Sanırım bu nesil hep böyle. Herkes bencil herkes kendini sevdirmek uğruna aslında kendi karakterine uygun olmayan şeyler yapıyor. Çok saçma. Eğer ben ...

Özdemir Asaf

Resim
Merhabalar bugün 28 Ocak Perşembe. Bugün Dünya'nın en güzel ruhlu şairinin -benim için- ölüm yıldönümü. Anıl Tezcan'ın da dediği gibi “En çok da toprağa kızgınım ve en çok toprağı kıskanırım.”  Buraya Özdemir Asaf ile alakalı ne yazsam bilmiyorum çünkü onun hakkında yazmam gereken bir sürü şey var.  Neyse ilk olarak asıl adını söylemekle başlayabilirim. Asıl adı Halit Özdemir Arun'dur. 11 Haziran 1923 tarihinde Ankara'da doğmuştur. Şuan daha çok edebi kişiliğine değinmek istiyorum. Özdemir Asaf şiirlerinde kullandığı aza indirgeme sanatı ile birçok insanın kalbine taht kurmuş yaşadığımız karmaşık duyguları kısacık cümlelerle özetlemiştir. Zaten edebiyatçılar tarafından da bu sanatı şiirlerinde en iyi  uygulayan kişi olduğu kabul edilmiştir. Size Özdemir Asaf'ın bir anısını anlatmak istiyorum. R harflerini söyleyemeyen Özdemir Asaf bir gün taksiye biner. Taksici "Buyyun Neyeye?"der. Taksici de R'leri söyleyemeyen birisidir. Özdemir Asaf "Kayaköy...

'İnsan'

 Merhaba nasılsınız ? Yaklaşık 1 haftadır girmiyordum artık bir şeyler yazmanın vakti geldi dedim ve bugün bir şeyler yazmaya karar verdim. Doğrusu bugün kendimi pek iyi hissetmiyorum şu sıralar düşüncelerime çok yoğunlaştım  Düşünmek bazen bir hastalık boyutuna ulaşabilir derlerdi de inanmazdım. Cidden düşünmek bazen insanı çok farklı yerlere götürebiliyor. Dünya denen bu yerden nefret ediyorum içinde yaşayan aptallardan biri olduğum içinde kendimden utanıyorum. Böyle berbat bir düzenin bir parçası olmak istemiyorum ama buna mecburum. Neden mi bu berbat düzenin bir parçası olmaya mecburum ? Çünkü kendime gram güvenim yok. Diğer insanların yaptığı gibi bu şekilde yaşamaya devam edicem. İşte sırf bu yüzden de bütün insanlardan nefret ediyorum. Klasik insanoğlu işte bencil yaratıklar sadece kendilerini düşünürler karşılarındaki insanların hisleri onlar için önemli değildir. İnsanoğlu demişken insanların en önemli ve en sevdiği şey olan yalan söyleme alışkanlığını da unutmamak l...